Ahenk Müzik

ALİ YILMAZ’IN ;ANADOLU’DAN ,YERYÜZÜ ÇOCUKLARINA MEY VE ZURNA AŞK’I..

BÜYÜK BABA MEHMET YILMAZ’IN DEYİMİYLE; BÜYÜK VADİDE GÜLLER İÇİNDE KAYBOLMUŞ SARHOŞ BİR KELEBEĞİN HİKAYESİ…

En çok yakınımızdakileri görmediğimiz için hep uzaklarda aradığımız,yaşam kılavuzu durmaksızın bize dersler verir.
İçindeki nefese bakmaksızın yürek zarını bulamazsın.Yeter ki oraya bak ve o yareye dokun,diyenler gibi…

Üstad Ali Yılmaz;yılların sancısından seslenir,dağlara çıkar,ovalar iner,yaylalarda düşler kurar.
Oğullarına sonsuz masallar anlatır.
Onun için o masalın gövdesinde duran Ahenk;İsmail Yılmaz,Sercan Yılmaz ile şenlenir ki onlara verdiği anadolu kültür mirasında pişman olmamıştır.

İnsanlığın en eski ve en güzel hikayelerindeki,gerçek aşkına yol gösteren;erenlerle,Ali Yılmaz’ın mey ve zurnası,o pervanenin yanağında durmayan mevsimlere koşar,ne kadar yeryüzü şarabında dem varsa,nasıl yanmışsa doğarken acıdan;O üflemesi çığlık olması şerbet tadıyla uyananlar içindedir.

İşte memleket sevdasına,yanmış bir ustanın bahçesinde yaprak olan çocuklar,
diğer yanda Ali Yılmaz’ın toprak kokusunda açılan elleri,yine bizim rüzgarımıza cevap olsun diye durmuş ya…
Bu yüzyılın karanlığında;o nefesindeki yiğitliğin çocukluğuyla,Yunus Emre kapısından,Binali Selman alkışı gönderiyorum.Yeryüzü çocukları vicdansız ve vefasız kalmasın diye…

Geç değil ama Ali Yılmaz;Unkapanı meydanına postunu serdi, hemde albüm çalışmalarıyla…

Ahenk müzik ailesiyle..

Akın Ok / 2008