Kadınlardan oluşan, kadınlar tarafindan söylenmiş şarkıları klasik batımüziği enstrümanları ve geleneksel ses teknikleriyle yeniden yorumlayan TRIO MARA, kemanda Nurê Dilovanî, piyanoda Nazê Îsxan, vokalde de Sakîna’nin yer aldıgı bir üçlü olarak müzikal yolculuğuna üç sene önce başladı.
MARA, Ortadoğu’nun kadim dillerinden biri olan Kürtçe’nin Kirmanckî lehçesinde “Bizden„ anlamına gelirken, Ortadogu dillerinin birçoğunda da birbirine yakın dişil anlamlar taşır. Ma, Ermenice ve Kirmanckî’de köken olarak ana anlamına gelir. Ayrıca Arapça’da MARA kadın demektir. Kürtçe’nin Kurmancî, Kirmanckî ve Soranî lehçelerinin yanısıra, Türkçe, Azerice ve Ermenice şarkılar da seslendiren TRİO MARA, halkların kültürleri arasında oluşan yapay sınırların ortak bir dil olan müzik yoluyla anlamsiz kılınabileceğine ve ısrarla müzigin barışçıl diliyle
konuşmak gerektiğine inanıyor.
Yüzyıllardır savaşların, kanın, gözyaşı ve acının dinmek bilmedigi bir coğrafyadan gelen TRIO MARA üyeleri, repertuarlarında kadınların ve halkların trajedilerini yansıtan şarkılar kadar, aşklarını, coşkularını, yaşam biçimlerini yansıtan şarkılara da yer veriyor.
TRİO MARA, egemen bakış açıları ve yargıları karşısında susmayan kadınların sesine, sesini katmayı amaçlıyor. Geleneklerin ve toplumsal geriliklerin kapılar arkasına mahkum ettiği kadın seslerinin sırrını arayan TRİO MARA’nın KAPILAR/BEHIND THE DOORS isimli albümündeki tüm şarkılar bizden size bir nefes, bir ses, bir ritm olarak gelsin. Kah vahşi dağ başlarında, kah coşkun ırmak kenarlarında, kah uçsuz bucaksız ovalarda, müzikle güzel bir yolculuğa çıkmanız dilegiyle.
“KÜRTÇE MÜZİK”E BİR GEDİK AÇAN GRUP VE SOLİST”
“Kürtçe Müzik” gerçekleştiren gerek vokalistler gerek gruplar, hemen her tür müziğin soundundan beslendikleri halde “Klasik Batı Müziği”nin soundundan istifade etmeyi ya düşünmemişler, ya da bu müziğin kıyısına bile yanaşmamışlardır.
Kadınlardan oluşan ve ilk albümünü uzun bir süre bekledikten sonra 2013 yılında Ahenk Müzik’ten Deri/Behind The Doors adıyla çıkaran Trio Mara ise, otantikten hareket eden ancak otantikte saplanıp kalmayan, Rock, Pop müzik soundları yerine “Klasik Batı Müziği” nin soundundan beslenen yapısıyla alanında bir “ilk”e imzasını atmıştır.
Kemanı Nurê Dilovanî’nin, piyanoyu Nazê Îxsan’ın seslendirdiği grubun solistliğini ise Sakîna Teyna üstlenmiştir.
Kürtçenin Kırmanç lehçesinde Bizden anlamına gelen, Ortadoğu dillerinin çoğunda, birbirine yakın dişil anlamları olan Mara’nın kökündeki Ma ise, Ermenicede ve Kırmanç lehçesinde ve Arapçada Anne anlamına gelmektedir.
Bu ismi kendisine vererek, daha çok, kadınların siyasi ve duygusal sorunları üzerinde duran ve kadınlardan oluşan Koma Asmin’den “Klasik Batı Müziği” sounduna yaslandığı için ayrılan Trio Mara, kadını, anneliği yanında, cinsel kimliğiyle konumlandırmasıyla farklı bir noktada durmuştur.
Kürtçenin lehçeleri dışında; Türkçe, Azerice ve Ermenice ezgiler de seslendiren grubun gerçekleştirdiği çalışmayı sentez gibi soğuk bir terimle ifade etmemek gerekir çünkü grup ezgileri Doğu ile Batı’yı direktif gereği birleştirmek için seslendirmemiştir. Amaç, hem basmakalıbın arkeolojisine girişmek, hem de Doğu ile Batı’yı derinliğiyle algılamaktır.
Algılama fiilini, müziğini estetikten nasiplendirerek sunan grupta kullanılan enstrümanlar da porte üzerinde kaleme alınan kompozisyonu bütünlemek için kullanılmıştır.
Çalışmalarını hem grubuyla hem de solo albüm çıkararak sürdüren Sakîna Teyna, 1973 yılında Muş’un Varto ilçesinde dünyaya gelmiştir.
Alevi kültürünü özümseyen bir ailede deyişler dinleyerek büyüyen Teyna; ilk, orta ve yükseköğrenimi boyunca, amatör müzik gruplarında sahne almıştır.
Çalışmalarını Mezopotamya Kültür Merkezi’nin bünyesinde gerçekleştiren, Koma Amed’te bir süre solist olarak görev yaptıktan sonra solo albümünü çıkaran Serap Sönmez gibi önemli bir sesi de yetiştiren Koma Mezrabotan’da vokalist olarak yer alan Teyna, müziğe bir süre ara vermiş, 2006 yılından itibaren müzikle, profesyonellik elbisesini kuşanarak ilgilenmeye başlamıştır.
Halil Uysal’ın çektiği Bêrîtan adını taşıyan filmde, filme adını veren ve önceden birçok solist ve grup tarafından seslendiren ezgiyi yeniden seslendiren Teyna, Avusturya’nın başkenti Viyana’da İmprovize Caz Orkestrası ile kaleme aldığı metinleri ve notaya döktüğü ezgilerini seslendirmiştir.
Doğaçlama sokak tiyatrosu gerçekleştiren bir tiyatroya, yine ezgileri ve metinleriyle eşlik eden Tayna, 2011 yılında Trio Mara’yı kurmuştur.
“Etnik Müzik”in önemli isimlerinden Mehmet Akbaş ile de performans sergileyen; Avusturya, Almanya, Hollanda ve Fransa gibi ülkelerde solo konserler veren Teyna, ilk albümünü 2011 yılında Ses Plak’tan ROYÊ Mİ adını vererek çıkarmıştır.
Erdem Beyazgül’ün müzik yönetmenliğini yaptığı albümde; grubunun elemanları dışında, Mehmet Akbaş, Êvîn ve albümün müzik yönetmeni Erdem Beyazgül ile ezgilerine can veren çalışma Teyna’nın, deneysel işleri de ne kadar önemsediğini göstermiştir.
Gazetecilik, köşe yazarlığı gibi alanlarda da müzikteki kadar etkili olan, insan hakları ve kadın hakları aktivisti olan Sakîna Teyna, hem kendi çalışmalarında hem de grubuyla imza attığı performanslarda deneyselliği önemsediği için müziklerarasında kurulan bağı basmakalıp ifadelerin içine yerleştirmek imkân haricindedir.
İlk albümüyle “Kürtçe Müzik”te önemli bir boşluğu doldurmaktan çok bir gedik açan Trio Mara ve onun solisti olan Sakîna Teyna’nın albümlerinin yarına kalabilmesi için hem “Kürtçe Müzik”i hem de müziklerarasında kurulan bağı basmakalıp ifadelerin hâkimiyetinden kurtarmak gerekmektedir.
Yazar: Mehmet Akif Ertaş