ALI HÂKi EDNA DEYIŞLERI-I-
İnsanın ihtiyaçtan kaynaklı ürettiği herşey onun kültürüdür. Eserler, gelenekler ve kültürel miraslar erdemli insan yapılanmasına hizmet ettiği sürece zengin bir miras olarak kabul edilir.
Az sözcükle çok şey ifade etme (şiir) sanatı, aynı zamanda bir önceki kuşağın yaşam şeklini ve ozanın yaşadıklarının özelliklerini ayrıntıyla belirten bir resim olarak kabul edilir.
Bütün sanat dallarında olduğu gibi ozanlık dalında da esas konu topluma dair herşeydir.
Ali Hâki; yaşadığı bölgede edindiği yol arkadaşları ile; ki bunlar İbreti ve Meluli gibiozanlardır, aynı zamanda kendilerine Hakikatçılar dedikleri bir oluşumun felsefi temsilci ve yorumcularındandırlar.
Ali Hâki Edna Deyişleri Albümünde sevda, hasret, sitem, acı gibi temaları, siz türkü ve deyişdostları, usta yorumculardan ilk defa duyacaksınız. Bu eserlerden hoşlanacağınızı umuyoruz.
AHEV Vakfı olarak başta bu projenin sorumluluğunu üstlenip,hiç bir fedakarlıktan kaçınmayan deyiş ve bağlama sevdalısı Orhan Bilge hocaya,katkılarından dolayı İsmail İlknur’a, eserleri seslendiren değerli sanatçılarımıza ve emeği geçen tüm canlara sonsuz teşekkür ederiz.
AHU FİGAN DİLBER (Erdal Erzincan)
Ahu figan dilber senin elinden
Hasretin bağrımı ezdi eziyor
Öldür kurtulayım tatlı dilinden
Firkatın benzimi bozdu bozuyor
Zülfün kemendiyle asıldım dara
Düşmüşüm dertlere bilmem ne çare
Gözün ister tenden canım kopara
Ellerin fermanım yazdı yazıyor
Kaşların karası nutkumu bağlar
Hasretin canımı dağladı dağlar
Kimisi gülüyor kimi de ağlar
Kimisi yolundan azdı azıyor
Sensiz durmaz ey yar içerim yanar
Her beni görenler divane sanar
Gece gündüz durmaz kadehler sunar
Dilin saki şerbet süzdü süzüyor
Uzakta ararken yakında buldum
Hamdolsun gönlümün pasını sildim
Usandım fenadan bakaya geldim
Gönlüm şu dünyadan bezdi beziyor
Herkesin ayıbı gözüne perde
Dilber beni saldın yine bir derde
Kiminin gözü kör bilmiyor nerde
Halbuki aşikar gezdi geziyor
Ey Figani derim çekme teşvişi
Henüz işlemişim bir güzel işi
Pervaz edip gitti gönlümün kuşu
Muhabbet behrinde yüzdü yüzüyor
Figan: ağlama, inleme.
Firkat: ayrılış, ayrılık.
Kemend: eskiden idam için boyna geçirilen yağlı ip.
Baka: erteleme, kalıntılar.
Teşviş: karıştırma, bulandırma.
Behr: derya, deniz, umman.
Kaynak Kişi: İbrahim Erdem Bağlamalar: Erdal Erzincan Ritim Perküsyon: Ersin Killik
Stüdyo: Temkeş Kayıt: Can Kalaycıoğlu Mix / Mastering: Özgür Özkan Mete
BİLMEM NERDE KALDI (Hüseyin Turan)
Bilmem nerde kaldı servi revanım
İntizar ederim gelmedi dostum
Hasretinden her gün çıkıyor canım
Bir gün Hak canımı almadı dostum
Gah oturur hayallere dalarım
Gah canımı gafletlere salarım
Gahi ölümümü Hak’tan dilerim
Sensiz de ecelim gelmedi dostum
Ayrılığın derdi gayet zor imiş
Cemalın seyranı cümle nur imiş
Sadıkların özü sözü bir imiş
Sensiz bir gün yüzüm gülmedi dostum
Fikrime düştükçe bağrım delinir
Dudu dillim nerelerde salınır
Ne vakit derdime derman bulunur
Sordumsa kimseler bilmedi dostum
Hasretinden bağrım tutuştu yandı
Ayrılık zehrinin suyuyla kandı
Garip kaldı kulun candan usandı
Kesildi takatım kalmadı dostum
Ayılmadı başım gafletten yastan
Silinmedi gönlüm gümandan pastan
Gözlerim yollarda kulağım sesten
Bir yandan bir haber olmadı dostum
Hicrani özünden nalandır canda
Dıl mekan-ı dilde kendisi kanda
Manada burdadır sureta orda
Dıl yarin yitirdi bulmadı dostum
Servi: koyu yeşil yapraklı, ince uzun bir ağaç türü.
Zehr: ağu, zehir.
Nalan: inleyen, sızlayan, figan eden.
Dıl/Dil: gönül, yürek.
Mana: manen.
Suret: görünüş biçim.
Kaynak Kişi: Hacı Bayrak Bağlamalar: Orhan Bilge Bas Gitar: Serkan Çabuk
Ritim Perküsyon: Ersin Killik Stüdyo: Ada Kayıt: Ceren Çakar / Ertan Keser (Vokal) / Ersin Killik
(Ritm Perküsyon) Mastering: Özgür Özkan Mete
ALLAH İÇİN (Tolga Sağ)
Atma müjgan okların bu canıma Allah için
Girme ey ebru kemanım kanıma Allah için
Hastayım bir çare kıl hicranıma Allah için
Ey hekim-i vakt olan gel yanıma Allah için
Bir ilac et derd-i bi-dermanıma Allah için
Vermeden selavat ehl-i dide-i giryan yürü
Olmadan her katresi bir behri-i payan yürü
Hasret ile çıkmadı bari bedenden can yürü
Ruh-i hicrimdir ecel vaktimdir ey Lokman yürü
Durma gafil sahi kıl imkanıma Allah için
Bir hülasa bu kuru sevdaya uğrattım serim
Rahm edip gülzara gelmez ol gül-i nazik tenim
Hayli demdir gül cemalin görmeğe hahişgerim
Bunca yıldır gülşen-i tuğ-i visalın beklerim
Kıl tarahhum bu dil-i nalanıma Allah için
Dostlarım tutsun elim hiç yok mu bir ehl-i vefa?
Hak-i sar oldum ayak altında kaldım vah bana
Eyledim bir nev-civanın rahına canım feda
Tuttun Azrail gibi boynumu minnettir sana
Al kavuştur canımı cananıma Allah için
Sen o gülzar-ı vefanın berkisin ey hüsn ü an
Ateş-i hicran verir bad-i baharın her zaman
Sineme suzişli bir vurdun ki ey kaşı keman
Can u cismim su be su yandı elinden el’aman
Bir içim su serp ten-i büryanıma Allah için
Hayli demdir aşık-ın ol Şah unuttu galiba
Hiç nazar kılmaz o çeşm-i mest-i naz benden yana
Terk-i aşık eylemek insaf mıdır ey aşina?
Böyle söyle kuy-i dildara gidersen ey saba
Vasf-ı halım et şeh-i hubbanıma Allah için
Bilmem ol selv-i eda gül yüzlü yare neyledim?
Ondan özge taze bir dilber mi sevdim peyledim?
Ey Gedai çaresiz kaldım da halım söyledim
Dertlerim nur-u ciğer-xunuyla tahrir eyledim
Oku bu divanımı sultanıma Allah için
Kaynak Kişi: Haydar Bayrak Bağlamalar: Tolga Sağ Stüdyo: ASM Kayıt: Erkan Adlin
Mix / Mastering: Erkan Adlin
Müjgan: kirpik.
Ebru: kaş.
Hicran: ayrılık, keder.
Bi-derman: dermansız.
Selavat: dinsel dilek.
Ehl-i: yabancı olamayan, usta, erbab.
Dide: göz, ayn, çeşm.
Giryan: göz yaşı döken, ağlayan.
Katre: damla.
Behr: nasip.
Payan: son, sonuç, nihayet.
Hicr: men’etmek, bırakmak.
Hülasa: kısacası, özet.
Rahm: koruma, esirgeme, şefkat etme.
Gülzar: gül bahçesi, gül tarlası.
Hahişger: arzulayan, isteyen, istekli.
Tuğ: eskiden paşalara verilen at kılından yapılmış
sorguç.
Visal: kavuşma, sevgiliye kavuşma.
Tarahhum: merhamet etme, acıma, şefkatte bulunma.
Nalan: inleyen, sızlayan, figan eden.
Hak-i sar: toprak, ayak turabı.
Nev-civan: genç, delikanlı.
Rah: yol.
Berki: şimşek gibi parlak, yedinci kat gök.
Hüsn ü an: güzellik, iyilik, eksiksizlik.
Hicran: ayrılma, ayrılık.
Bad: rüzgar.
Suziş: yakma, yanma.
El’aman: meded, aman, imdad.
Büryan: pişmek, yanmak.
Hayli dem: epey zaman.
Çeşm-i mest: göz, ayn, dide, sarhoş.
Aşina: bildik, tanıdık.
Kuy: karye, mahalle, sokak.
Dildar: birinin gönlünü almış sevgili.
Saba: gün doğusundan esen hoş ve latif rüzgar.
Vasf: vasıf, nitelik.
Hubban: taneler, tohumlar.
Özge: başka.
Peylemek: bir şeyi önceden kendine ayırtmak.
Xun: kan.
Tahrir: yazmak, kitabet, kompozisyon.
NECEF’TİR NECEF (Mercan Erzincan)
Zülfün gibi halim oldu perişan
Müjganına sinem hedeftir hedef
Kamilin sözleri kamildir her an
İnciyi çıkaran sedeftir sedef
Gözlerim hayali çeşmin siyahı
Kaşların del’eder mihr ile mahı
Vay ona ki aşktan gayrıdır rahı
Onun ömrü hiçe teleftir telef
Hubların şemine düşüp yanaydım
Leb-i şarabından içip kanaydım
Ayağına düşüp hake döneydim
Bu bana bir yüce şereftir şeref
Münevver halini görsem göz ile
O Hindu’nun sözü birdir yüz ile
“Ayn’el-yakin ilm’el-yakin” öz ile
Tanıdım ol Şah-ı Necef’tir Necef
Sidre boyun Hakk’ın doğru tariyki
N’ola olsam hak-i payin refiki
Figani’nin aklı fikri hakiki
Daim meyli senden taraftır taraf
Müjgan: kirpik.
Mihr: güneş.
Mah: ay.
Rah: yol.
Hub: güzel, hoş, iyi.
Şem: mum, bal mumu.
Leb: dudak.
Hak: toprak.
Hindu: Hindistan’lı, esmer kimse.
Ayn’el Yakin: gözle görmek.
İlm’el Yakin: İlmen yakın olmak.
Necef: yüksek, yüce, ulu; herşeyin üstünde.
Sidre: Arabistan kirazı, düz ve uzun boylu.
Tariyk: tarik, yol.
Refik: arkadaş, yoldaş.
Kaynak Kişi: İbrahim Erdem Bağlamalar: Erdal Erzincan Ritim Perküsyon: Ersin Killik
Stüdyo: Temkeş Kayıt: Can Kalaycıoğlu Mix / Mstering: Özgür Özkan Mete
KİME KİN ETTİN (Tuncay Balcı)
Kime kin ettin de giydin alları
Yakın iken ırak ettin yolları
Mihnet ile yetirdiğim gülleri
Varıp gittin bir soysuza yoldurdun
Sen beni sevseydin arar bulurdun
Zülfünün teline bağlar dururdun
Madem ayrılmakmış senin muradın
Niye beni ataşlara yandırdın?
Giyin de sevdiğim sen seni kuşan
Ayrılık var diye sevdana düşen
Kimdir gelip sana sarıp-sarmaşan
Neden beni muhabbetten kaldırdın?
Hicrani’yem der ki bakın halıma
Dağlar dayanmıyor ahuzarıma
Elim ermez oldu kisb ü karıma
Çünkü gülyüzlümü elden aldırdım
Irak: uzak.
Mihnet: üzüntü, sıkıntı.
Yetirmek: yetiştirmek.
Ataş: ateş
Kisb ü kar: kazanç, iş güç.
Kaynak Kişi: İbrahim Erdem Bağlamalar: Tuncay Balcı / Erkan Akalın Bas Gitar: Serkan Çabuk
Ritim Perküsyon: Ersin Killik Stüdyo: Ada / MK Kayıt: Özgür Özkan Mete / Ersin Killik (Ritm
Perküsyon) Mix / Mastering: Özgür Özkan Mete
GEL GÖNÜL BEND OLMA (Muharrem Temiz)
Gel gönül bend olma sen O dilbere
Çok kimseler O’nun divanesidir
Zulmeder aşığı derde düşürür
İmla bilmez yola gelmez asidir
Yıkıldı gönlümüz harabat oldu
Söndü şem-çerağlar kıyamet oldu
Halk-ı alem bana siyadet oldu
Eynime giydiğim gam libasıdır
Ruz u şeb ağlarım bir defa gülmem
Akar çeşmim yaşı sel olur silmem
Hâki’yem billahi kimseden bilmem
Gönlümün çektiği öz belasıdır
Bend: bağlamak, razı olmak.
İmla: yazım.
Harabat: yıkıntılar, harabeler, viraneler.
Şem: mum, bal mumu.
Çerağ: kandil, çıra.
Siyadet: efendilik, beylik, seyyidlik, sahiplik.
Libas: giysi.
Ruz: gün.
Şeb: gece.
Çeşm: göz, ayn, dide.
Müzik: Ozan Figani Bağlamalar: Muharrem Temiz Stüdyo: Dolu Kayıt: Sinan Güngör
Mix / Mastering: Sinan Güngör
GERÇEK ERENLER (Çiğdem Aslan)
Hoş sefa geldiniz gerçek erenler
Rahat edin aziz mihmanlar sınız
Öz gözüyle halımızı görenler
Kerem-kânı sahip ihsanlarsınız
Gelmeden ezeli doğdu nurunuz
Başımızda vardır sizin yeriniz
Biriniz ellidir elli biriniz
Cana sıhhat derde dermanlarsınız
Sizi seyreyledik batın özünden
Haberdarsın ser çeşmenin gözünden
Âdem belli sohbetinden sözünden
Kâmil kelam ehl-i irfanlarsınız
Özümüz turaptır divanınızda
Serimiz hazırdır meydanınızda
Eksik gediğimiz var yanınızda
Kusur af edici sultanlarsınız
Hâki’yim yüzlerim rahınız tozu
Bu teşrifle memnun ettiniz bizi
Hızır’dır buraya getiren sizi
Mertsiniz mertleri sevenler siniz
Kerem-kânı: kerem, lütuf ve ihsan menbaı.
Batın: iç, gizli, görünmeyen.
Serçeşme: çeşme başı, su başı, pınar.
İrfan: bilme, anlama, sezme, kültür.
Müzik: Ozan Figani Aranja: Orhan Bilge Bağlama-Şelpe: Orhan Bilge Bas Gitar: Levent Canen
Ritim Perküsyon: Ersin Killik, Stüdyo: Stüdyo Orhan Bilge Kayıt: Ceren Çakar / Özgür Özkan Mete /
Ersin Killik (Ritm Perküsyon)
Mix / Mastering: Levent Canen
ZULMET DERYASI (Erkan Akalın)
Zulmet deryasında kapıldım sele
Girdim bir mekana candan içeri
Safi kıl gönlünü dalma hayale
Vardım bir mekana candan içeri
Takdir ilahidir çaldı kalemi
Söyleyüben verdi zat a kelamı
Lütf-u ihsan etti devr-i alemi
Erdim bir mekana candan içeri
Hâki pay eyledi Pir divanına
Yüz sürdüm oturdum Pir dergahına
Kemer-best eyleyip durdum darına
Durdum bir mekana candan içeri
Zulmet: karanlık.
Lütf: iyilik, güzellik, hoşluk, bağış ihsan.
İhsan: bağışlanan şey.
Haki pay: ayak tozu.
Kemer-best: kuşak kuşanıp huzura çıkmak.
Kaynak Kişi: Musa Eroğlu Bağlamalar: Erkan Akalın Bas Gitar: Serkan Çabuk
Ritm Perküsyon: Ersin Killik Stüdyo: Ada / MK Kayıt: Özgür Özkan Mete / Ersin Killik (Ritm
Perküsyon) Mix / Mastering: Özgür Özkan Mete
SEVDİĞİM ESRAR-I (Cem Doğan)
Sevdiğim esrar-ı nur-u cemalın
Görüp meftun olan aşıklara sor
Kıymet-i kal’e-i bezm-i visalın
Nakd-i canın veren sadıklara sor
Zülfünün zenciri divanelerden
Leblerinin zevki mestanelerden
Şem’-i’i ruhsarın pervanelerden
Ateş-i hicrinle yanıklara sor
Gedai var eden bu mümkünatı
Kimdir ihya eden hayyül mematı
Hızır’a sormadan ab-u hayatı
Aşk meyin nuş eden aşıklara sor
Esrar: sır, giz.
Meftun: gönül vermiş, tutkun, vurgun.
Kale: sığınak, güvenli yer.
Bezm: içkili, eğlenceli meclis.
Visal: ulaşma, bitişme; sevgiliye kavuşma.
Nakd: madeni para, akçe, nakit, mevcut.
Şem: balmumu.
Ruhsar: yanak, yüz, çehre.
Hicr: men’etmek, bırakmak.
İhya: yeniden canlandırma, diriltme.
Hayyül memat: sona erme, yok olma, ortadan kalkma.
Nuş: tatlı, bal, içmek.
Kaynak Kişi: Perişan Güzel Bağlamalar: Cem Doğan Bas Gitar: Serkan Çabuk
Ritm Perküsyon: Ersin Killik Stüdyo: Ada / MK Kayıt: Özgür Özkan Mete / Ersin Killik (Ritm
Perküsyon) Mastering: Özgür Özkan Mete
SÖZÜNDEN BELLİ (Özge Çam Doğan)
Güruh-u naciye ereyim dersen
Necata erişen yüzünden belli
Can verip cemali göreyim dersen
Didar görenlerin gözünden belli
Kamillerin gönlü dostuna hane
Dostuna can veren ulaşır cana
Ham söz getirmezler asla lisana
Ehl-i irfan olan sözünden belli
Mürşid-i kamilin gerçek haberi
Ali’yi sevenin çoktur hüneri
Özü sağ yüzü ağ erlerin eri
Gezdiği yerlerde izinden belli
Beden aleminde ruha erişen
Sırr-ı hakikati görüp görüşen
Güruh-u naciye erip karışan
Muhabbet ehlinin razından belli
Hazret-i Ali’dir gerçekler piri
İman eden bildi olmadı diri
Teslim olanların şah-ü dest-giri
Onlarda tadından tuzundan belli
Muhabbet ateşi özünden yanar
Dost elinden dolu içenler kanar
Mest olup kendini hiçe mi sanar
Avına saldığı bazından belli
Ali’yi Hâki’yim sözüme inan
Zülfükar kuşanıp düldüle binen
Hazırdır nazırdır gönülde her an
O gönül sahibi özünden belli
Güruh-u Naci: kurtulan, selamete kavuşan topluluk.
Necat: kurtuluş, selamet.
Didar: yüz, çehre.
Ehl-i irfan: Hakk’ı tanıma bilgisine sahip insanlar.
Dest-gir: yardımcı.
Raz: gizli sır, saklı şey.
Baz: doğan, yırtıcı kuş, av kuşu.
Kaynak Kişi: Tacim Dede Bağlamalar: Cem Doğan Bas Gitar: Serkan Çabuk
Ritm Perküsyon: Ersin Killik Stüdyo: Ada / MK Kayıt: Özgür Özkan Mete / Ersin Killik (Ritm
Perküsyon) Mix / Mastering: Özgür Özkan Mete
AŞIKLAR ZÜMRESİN (Hüseyin Bektaş / Hayal Keleş)
Aşıklar zümresin aşk etti meftun
Her biri bir özge sevdada kaldı
Muhabbet sırrını faş etti Mecnun
Gönlü gözü vech-i Leyla’da kaldı
Her kim süluk etti bu özge kara
Akibet meta-ı çıktı pazara
Enel-Hak söyledi Mansur’u dara
Çektiler Nesimi davada kaldı
Arifler yar ile ağyarı seçti
Aşk elinden cem-i şehadet içti
Gazilerin kanı sicile geçti
Zülfükar-ı Haydar dünyada kaldı
Gedai alemde almışım ibret
Yaktı derunumu nar-ı muhabbet
İlişti çeşmime bir sırr-ı hikmet
Can gözü muhavvel esrada kaldı
Meftun: tutkun, gönül vermiş, vurulmuş.
Faş: açığa vurulmuş, gizliliği kaldırılmış.
Vech: yüz, cephe, tarz, zat, yan.
Süluk: bir yol tutma, bir yola girme, bir tutum tutma.
Derun: iç, gönül.
Nar: ateş, od.
Çeşm: göz, dide.
Muhavvel: havale edilmiş, ısmarlanmış.
Esra: pek çabuk, karanlıkta yol gösteren.
Kaynak Kişi: Haydar Bayrak Bağlamalar: Orhan Bilge Bas Gitar: Serkan Çabuk
Ritm Perküsyon: Ersin Killik Stüdyo: Ada / MK Kayıt: Ceren Çakar / Ersin Killik (Ritm Perküsyon)
Mix / Mastering: Özgür Özkan Mete
BULUNUR (Çınar Tekel / Ozan Figani)
Can-ı başı varın veren
Sağyarine az bulunur
Sağyari özünde gören
Kamil ehl-i raz bulunur
Bir yana kaldır saçını
Bağışla dostun suçunu
Gir gez gönlümün içini
Ay gün gibi yüz bulunur
İşin iyisini düşün
Muhabbetle olsun işin
Avlamaya gönül kuşun
Gözleri şahbaz bulunur
Herkes derki bir Allah var
Bu razdan olan haberdar
Ruhanilerden bu esrar
Namaz-ı niyaz bulunur
Kamil meclis esasıdır
Hamlık hamlar hatasıdır
Dem muhabbet cilasıdır
Sohbetinde saz bulunur
Has fidan gelmez aşıya
Er gerek ki sır taşıya
Varmamıştır hiç kişiye
Asl-ı pak bir kız bulunur
Sensin hep varı var eden
Hâki’yi giriftar eden
Zülfü ile ber-dar eden
Özünde bir giz bulunur
Sağyar: sadık yar.
Raz: gizli sır, saklı şey.
Şahbaz: çevik ve becerikli.
Esrar: gizli, sırlar.
Giriftar: tutulmuş, yakalanmış.
Müzik: Ozan Figani Bağlamalar: Orhan Bilge Gitar: Emre Ay Bas Gitar: Serkan Çabuk
Ritm Perküsyon: Ersin Killik Stüdyo: Ada / MK Kayıt: Ceren Çakar / Ersin Killik (Ritm Perküsyon)
Mix / Mastering: Özgür Özkan Mete
GÖSTER CEMALİNİ (Özgür Polat / Hüseyin Beydilli)
Göster cemalini görsün gözlerim
Şem’a-i hüsnünün pervanesiyim
Ayağın toprağı olsun yüzlerim
Mihr-i visalinin divanesiyim
Bir kisvete girip bir can olalım
Özgeler gözünde pinhan olalım
Gül-şen-i vahdette handan olalım
Pençe-i hükmünün peymanesiyim
Rızana muti’im öz canım gibi
Hane-i tenimde mihmanım gibi
Va’din benim ahd u peymanım gibi
Harmeni nurunun bir danesiyim
Ehl-i beytim ise senin çakerin
Kendim ise beste bir derbederim
Benimle vahid ol göster hünerin
Görücü gözünün müstesnasıyım
Hâki’yim türabım bağışla suçum
Yed-i beyzanla sun içem bir içim
Teslim-i rızandır dış ile içim
Gencine-yi hüsnün viranesiyim
Cemal: yüz.
Şem’a: mumlu, fitil.
Hüsn: güzellik.
Pervane: kelebek.
Mihr-i visal: kavuşma güneşi.
Kisvet: elbise.
Özge: başka.
Pinhan: gizli.
Gül-şen-i vahdet: birlik bahçesi.
Handan: sevinçli.
Peyman: kadeh.
Muti: veren.
Mihman: misafir.
Va’d: söz verme.
Ahd u peyman: yemin, ant.
Harmen: harman, hasılat, dane.
Çaker: kul, köle.
Beste: kapalı, bağlı.
Vahid: bağışlayan.
Yed-i Beyza: beyaz el.
Gencine-yi hüsn: güzel hazine.
Müzik: İbrahim Erdem Bağlamalar: Özgür Polat / Hüseyin Beydilli Stüdyo: Mantri
Kayıt: İhsan Eş Mix / Mastering: İhsan Eş
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.